Tüp mide ameliyatı, mide küçültme ameliyatı için kullanılan bir diğer tanımdır. Tıp dilindeki tanımı ‘Gastrektomi’dir. Son yıllarda obeziteye yönelik uygulanan en yaygın cerrahi işlemlerden birisi olarak yerini alıyor. Ameliyat sonrasında mide tüp gibi düz bir görünüm aldığı için tüp mide tanımı kullanılıyor. Bu cerrahi girişimde midenin gıda alım kapasitesi küçülüyor. Ameliyat ise ortalama 1-1,5 saat sürüyor. İşlem öncesinde de rutin check-up ve endoskopi işlemi gerçekleştiriliyor. Tüp mide ameliyatı ile hastanın midesi belirli bir oranda kesilip çıkarılıyor. Böylelikle mide küçülüyor. Ardından yeni bir beslenme düzeni ve yeni bir vücut imgesi ortaya çıkıyor.
Her cerrahi operasyonda olduğu gibi bu operasyonda da birçok kriter karşımıza çıkıyor. Tüp mide ameliyatı doğrultusunda, hastanın ameliyat için uygunluğuna karar verilmeden bu cerrahi işlem gerçekleştirilmiyor. Bu nedenle her obez birey bu cerrahi girişim için uygundur algısının yanlışlığı ortaya çıkıyor.
Nitekim her cerrahi operasyon her bireye uygun olmuyor. Buna ek olarak kişinin özelliklerine, hastalıklarına ve mevcut durumuna göre cerrahi girişim riski değişiyor.
Mide küçültme amacıyla yapılan tüp mide ameliyatı gelişen tıp teknolojisi sayesinde çeşitli alternatiflere sahip olmuştur. Bunlardan birisi ‘Gastrik Bypass’dır. Bu cerrahi girişim Tip-2 diyabet tedavisine özel bir girişim olarak biliniyor.
Mide küçültme ameliyatı öncesi ve sonrası döneme bakımın ön planda olmasıyla tanınır. Çünkü bilindiği üzere ameliyat sonrasında hastada değişen tek şey midenin küçülmesi yahut beden imgesinin değişmesi değildir. Bu ameliyat ile hastanın beslenme düzeni değişir. Tüp mide ameliyatı sonrasında değişen beslenme düzeni hakkındaki bilgilerimiz yazının devamında yer alıyor.
Tüp mide ameliyatı, ameliyat öncesi (pre-op) ve ameliyat sonrası (post-op) dönem her hasta için önem taşıyor. Örneğin pre-op rutinleri gerçekleştirilmeden hasta ameliyat edilmiyor. Bunun temel nedeni pre-op yani ameliyat öncesi dönemde hastanın ameliyata uygunluğunun değerlendirilmesinden kaynaklanıyor.
Ameliyat olduktan sonra ise post-op bakım gerçekleştirilmediği sürece hastada komplikasyon gelişmesi olası hale geliyor. Cerrahi operasyon öncesinde başlayıp, operasyon esnasında ve sonrasında devam eden riskler bulunmaktadır. Bunların başında enfeksiyon riski gelir. Enfeksiyon riski başta olmak üzere hastaya konulabilecek tüm mevcut tanı ve risk tanıları hastanın durumunu doğrudan etkiliyor.
Tüp Mide Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Tüp mide ameliyatı cerrahi operasyonu riskleri, cerrahi prosedürüne göre şekillenen riskler olarak tanımlanır. Bunlar:
Akciğer ve solunumda oluşan problemler
Anesteziye karşı olumsuz reaksiyonlar
Asit reflü riski
Mide içi kanama riski
Batında kanama riski
Bulantı ve kusma riski
Bağırsak tıkanıklığı riski
Enfeksiyon riski
Fıtık riski
Gastrointestinal sistemde sızma riski
Hipoglisemi (düşük kan şekeri) riski
Hipotermi riski
Diyare (ishal) riski
Kan pıhtılaşması (koagülasyon) riski
Kusma riski
Aspirasyon riski
Nadir olarak ölüm riski
Safra taşları riski
Ülser oluşumu riski
Yetersiz beslenme riski
Tüp Mide Ameliyatının Avantajları
Tüp mide ameliyatı için belirlenen avantajlar şu şekildedir:
Bireyin mide hacmi azaldığı için daha az besin tüketerek daha çabuk doyar.
Ameliyat sonrasında birey istediği besini midesine uygun hale getirdiği sürece tüketebilir.
Bireyde bulunan açlık hormonu (ghrelin hormonu) çıkarıldığı için yeme isteği azalır.
Bağırsaklar herhangi bir işlem görmediği için kanama, kaçak, tıkanıklık gibi riskler taşımaz.
Birçok obezite ameliyatına göre süreci istisnai durumlar dışında ortalama 1-1,5 saat sürer.
Ameliyat sonrası hastane yatış süresi azdır.
Ameliyatla birlikte vücuda herhangi bir cisim yerleştirilmez.
Ameliyatta mide emilimine müdahale edilmez. Böylelikle vitamin ve mineral kaybı daha az düzeyde görülür.
Mide Küçültme Ameliyatı Süresi Nedir?
Tüp mide ameliyatı için süre ortalama 1-1,5 olarak ifade ediliyor. Fakat bu durumun kişiden kişiye değişebileceğini göz ardı etmemek gerek. Ameliyat öncesi dönemde (pre-op) gerçekleştirilen rutin muayene ve testler doğrultusunda bir ameliyat süreci planlanıyor. Ardından ise cerrahi operasyon gerçekleştiriliyor.
En Sık Hangi Mide Küçültme Ameliyatı Yapılıyor?
Günümüzde en yaygın kullanılan mide küçültme ameliyatı tüp mide ameliyatı olarak ifade edilir. Bunun nedeni etkinliğini kanıtlanmış olmasından kaynaklanıyor. Aynı zamanda bu ameliyat “sleeve gastrektomi” olarak biliniyor ve 15 yılı aşkın olmak üzere cerrahide yerini alıyor.
Ek olarak son dönemde adını çok duyduğumuz diğer bir mide küçültme ameliyatı “gastrik bypass” da yaygın olarak kullanılıyor. Fakat bu cerrahi tedavinin endikasyonu Tip 2 Diyabet olduğu için kapsama alanı tüp mide ameliyatına göre daha dardır.
Tüp Mide Ameliyatı Kilo Sorunu Olan Herkese Uygulanabilir Mi?
Obezite cerrahisinde yer alan tüp mide ameliyatı her obez bireye uygulanmıyor. Bu cerrahi operasyonun gerçekleşmesi için aşağıda yer alan tanımlayıcı niteliklerin hastada bulunması gerekiyor. Bu tanımlayıcı özellikler:
Bireyin vücut kitle indeksinin (VKİ) 40 kg/m²’nin üzerinde olması (morbid obez)
Bireyin vücut kitle indeksinin 35-40 arasında olmasından kaynaklanan diyabet, hipertansiyon ve apne gibi sağlık sorunlarının olması
Tüp Mide Ameliyatı Kaç Yaşına Kadar Yapılır?
Tüp mide ameliyatı yaş sınırlaması 18-65 olarak ifade ediliyor. Fakat bireyin bu ameliyatı olması için belirli kriterleri karşılaması gerekiyor. Bunların en başında Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) koyduğu kriter alıyor. Bu kritere göre bir bireyin tüp mide ameliyatı olabilmesi için vücut kitle indeksinin (VKİ) 35’in üzerinde olması gerekiyor. Bu bağlamda 18 yaş altında olan bir bireyin bu kritere uyması doğrultusunda tüm diğer kriterler değerlendirir. Ardından ise ebeveyn kararı eşliğinde gerekirse cerrahi tedavi süreci başlatılır. Aynı şekilde 65 yaş üzerindeki bir birey bu kritere uyuyorsa diğer kriterler değerlendirilir. Ardından ise bireyin sağlık durumu ve ameliyat gerekliliğine göre hareket edilir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Ağrı Oluyor Mu?
Tüp mide ameliyatı cerrahi bir operasyondur. Cerrahi operasyonlarda gerçekleştirilen kesi, dikiş, IV kateterizasyon sonucunda ameliyat sonrasında bu bölgelerde ağrı hissedilmesi normal olarak değerlendiriliyor.
Ameliyat sonrasında ağrı yönetimi doktor ve hemşireler tarafından sağlanıyor. Doktorun gerekli gördüğü durumlarda doğru yoldan hemşire aracılığıyla ağrı kesici (analjezik) uygulaması gerçekleştirilebiliyor.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrasında Normale Dönüş Süreci Nedir?
Tüp mide ameliyatı sonrasında normale dönüş süreci hastanede başlıyor. Hastanın ameliyat sonrası bakımını belirleyen faktörler bulunuyor. Bu faktörler:
Hastanın bireysel özellikleri
Tıbbi tanı, cerrahi girişim
Cerrahi girişim türü, süresi ve seyri
Risk durumları
Alerjileri
Post-op ilk 24 saatte klinikteki bakım önem arz ediyor. Bu süreçte ameliyatta uygulanan anestezinin etkilerinin geçmesine yönelik bakım planları uygulanır. Sık aralıklarla vital bulguların (tansiyon-ateş-nabız-SPO2) takibi hemşire tarafından yapılır. Bunlara ek olarak hemşirelik bakım süreci devam eder. Enfeksiyon riski başta olmak üzere tüm risk tanıları ve mevcut tanılar ve tanılara yönelik bakımlar gerçekleştirilir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası İz Kalır mı?
Tüp mide ameliyatı kapalı yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Bu yöntemden kaynaklı abdominal bölgede ufak kesi izleri kalması muhtemeldir. Fakat bu izler iyileşme sürecinin ardından belli olmayacak kadar belirginliğini kaybeder.
Tüp Mide Ameliyatı Olanlar Ne Kadar Kilo Veriyor?
Tüp mide ameliyatı direk fazla kilolardan kurtulmayı amaçlamıyor. Bu operasyon ile değişen mide kapasitesi ve yemek düzeni zamanla fazla kiloların gitmesini sağlıyor. Bu operasyon ile ameliyat sonrasındaki 5 yılın sonunda fazla kiloların %60’ının kaybedilmesi amaçlanıyor.
Ameliyat Sonrasında Tekrar Kilo Alınabilir Mi?
Tüp mide ameliyatı sonrasında tekrar kilo alma durumunun yüzdesi oldukça düşük. Bu durum genellikle ameliyat sonrası beslenme düzenine uyum sağlanamaması durumunda ortaya çıkıyor. O yüzden ameliyat sonrası hastanın yakından takibinin sürdürülmesi gerekiyor.
Diyete uymada zorluk çeken bireyler, bu süreçte yeme düzenine alışamadıkları için mide kapasitesi büyüyerek bireyin kilo almasına neden oluyor. Bu nedenle bu süreci destek alarak geçirmek saha sağlıklıdır.
Tüp Mide ve Gastrik Bypass Arasındaki Fark Nedir?
Tüp mide ameliyatı, gastrik bypass cerrahi işleminin çok daha öncesinde kullanılan bir yöntemdir. Bu nedenle etkinliği de kanıtlanmıştır.
Gastrik bypass ameliyatı ise sonradan geliştirilen bir yöntem olup endikasyonları daha az olan bir yöntem olarak biliniyor. Bunlar:
Uzun yıllar ağır diyabet yaşayan bireyler
Tip 2 diyabet
Yemek borusunda ciddi yaraları olan bireyler
Gastrik pypass operasyonunda mide küçültülürken bir yandan safra kesesi ve bağırsak kollarının yerleri değiştiriliyor. Tüp mide ameliyatında durum bunda farklı bir halde. Bu operasyonda ise bağırsaklarda herhangi bir değişiklik yapılmıyor ve midenin açlık hormonu olan kesimi kesit olarak çıkarılıyor. Böylelikle anatomik yapıda herhangi bir değişiklik meydana gelmiyor.
Her iki ameliyat sonrasında da hastanın yakından takibi önem arz ediyor. Aksi taktirde hastanın kilo alır hale gelme oranı %20’leri buluyor. Bu durum sonrasında tekrar tüp mide ameliyatı gerçekleştirilebilir olsa da gastrik bypass için durum aynı seyretmiyor.
Bu iki ameliyat arasındaki bir diğer fark ise vitamin ve mineral kaybıdır. Tüp mide ameliyatında anatomik yapıda bir değişiklik olmadığından vitamin ve mineral kaybı daha düşük düzeyde seyrediyor. Fakat gastrik bypass da bu kayıp ilaç kullanmayı gerektirecek düzeyde olabiliyor.
Tüm bunlara ek olarak gastrik bypass operasyonunda anatomik yapının değişikliği nedeniyle bağırsaklarda komplikasyon gelişme riskinin oldukça yüksek olduğunu ifade etmek gerekiyor.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Kaçak Riski ve Kaçak Belirtileri
Tüp mide ameliyatı için kullanılan bu kaçak terimi operasyonunun sonucunun doğruluğunu teyit etmek için kullanılıyor. Ameliyat sonrasındaki ilk üç günde hastaya radyo-opak bir sıvı içirililerek midenin durumu görüntülenir.
Hastaneden ya da klinikten taburcu olduktan sonra her bireye bu kaçak konusunda gelişebilecekler hakkında bilgi verilir. Bu operasyon sonrasında birey ateş ya da karın ağrısı yaşarsan direkt hastaneye başvurmalıdır.
Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme
Tüp mide ameliyatı sonrası dönemde beslenme hasta için önem arz ediyor. Ancak mide ameliyatı sonrasında belirlenen beslenme süreci daha farklı seyrediyor. Ameliyat sonrası dönemde normal beslenme süresini uygulanan cerrahi girişim ve gastrointestinal sistem fonksiyonlarının geri dönme durumu belirliyor. Bu bağlamda beslenme süreci planlanıyor.
Ameliyat sonrasında, mideye uygulanan bu cerrahi işlem sonrası genellikle birey ilk 2 gün TPN ile besleniyor. Post-op yani ameliyat sonrası süreçte hastada bulantı ve beslenmede dengesizlik problemleri gözlemlenebiliyor. Bunlar normal olarak değerlendiriliyor. Ayrıca bu beslenme süreci diyetisyen yardımıyla programlanıyor.
Tüp mide ameliyatı sonrasında beslenmenin toplamda 3 dönemi bulunuyor. Bu dönemler:
Sıvı Beslenme Dönemi
Püre Beslenme Dönemi
Katı Beslenme Dönemi
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sıvı Beslenme Dönemi
Sıvı beslenme dönemi ameliyattan sonraki ilk dönem olarak ifade ediliyor. Bu dönemde kahvaltılarda kişinin ağzının da tatlanması açısından meyve suyu içmesi öneriliyor. Bu içecek bir komposto da olabilir. Önemli olan doğal yapıda ve diyete uygun olması oluyor. Ayrıca içilecek meyve suyunda portakal, limon, greyfurt, vişne ve nar gibi meyvelerin olmaması gerekiyor. Bu nedenle meyve suyunda ya da kompostoda armut ya da elma gibi tatlı meyvelerin kullanımı daha uygun.
Hasta isteğine bağlı kahvaltısında komposto ya da meyve suyu içebilir. Ancak bu içim günde bir kereye mahsus olur. Bunun nedeni mide kapasitesi küçüldüğünden dolayı her besin belirli bir ölçüde tüketilebilir hale gelir.
Tüp mide ameliyatı sonrası sıvı beslenme döneminde bireyin protein alımı önem arz ediyor. Sıvı protein kaynaklarına örnek olarak:
Laktozsuz süt
Laktozsuz ayran
Kemik Suyu
Tavuk Suyu
Et Suyu
Yukarıda yer alan sıvılara ek olarak protein tozu kullanımı da hastalar için uygundur. Bu kısımdaki tercihler genelde hastaya bırakılır. Ayrıca bu içilebilecek besinlerin gün içerisinde yerlerini değiştirerek tüketimi sağlanabilir.
Tüp mide ameliyatı sonrasında sıvı tüketiminde dikkat edilmesi gereken şey günlük alınacak sıvı miktarının öğünlere doğru bölünmesidir. Ondan sonraki adım ise bu sıvıların yavaş tüketilmesinin hastanın kavraması gerektiğidir. Örneğin 50 ml sıvının 15 dakikada tüketilmesi gerekir. Sıvı alımının yavaş olması sıvı beslenme döneminin en önemli kriteri olarak bilinir.
Ameliyattan sonra tercih edilen bu sıvı beslenme dönemi ameliyattan sonraki ilk 15 gün devam eder. Bu süreçte sadece sıvı tüketiminin olması bireylerde beslenmeye karşı anksiyeteye sebep olabiliyor. Fakat ameliyatın sonucu olarak bu dönemde iştahta azalma görülebilir. Bunun yaşanan anksiyeteyle bir alakası yoktur.
İncelendiğinde hasta, tüp mide ameliyatı sonrasındaki bu sıvı tüketiminde önerilen besinleri sevmezse alternatifler bulabilir. Örneğin beyaz eti sevmeyen birisi kırmızı etin haşlayarak suyunu tüketebilir.
Tüp mide ameliyatından sonraki ilk üç ay boyunca yağ, salça, sarımsak, limon ve baharat tüketiminin kısıtlanması gerekir. Fakat yiyeceklere az miktarda tuz eklenmesinde bir sakınca görülmez.
Özellikle sıvı beslenme olan bu dönemde yapılacak çorbalarda sebzelere yer verilmesi önem arz eder. Sıvı tüketiminde süt ve süt ürünlerine laktozsuz ürünler tercih edilir. Sıvı diyette laktozsuz ürünlerin kullanılmasının nedeni ise gaz yapmıyor olmalarıdır. Vejeteryan olan bireyler için ise soya sürü önerilir.
Ek olarak bu dönemde kefir kullanımı da uygun görülür. Fakat içmeden önce bir miktar su seyreltilmesi gerekir.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Püre Beslenme Dönemi
Püre beslenme dönemi tüp mide ameliyatı sonrası beslenmenin ikinci dönemini kapsıyor. Püre beslenme dönemi 2-2,5 saat aralıklarla beslenme dönemi olarak ifade edilir. Bu dönemde birlikte katı sıvı ayrımı başlıyor. Bu demek oluyor ki karı besinler ve sıvı besinler aynı anda tüketilemez. Bu kural tüp mide ameliyatı sonrasındaki tüm süreç için de geçerlidir.
Katı- sıvı alımın yasak olmasının nedeni mide kapasitesinin küçülmüş olmasındandır. Katı gıdalar tüketirken bir yandan sıvı besinler tüketilemez. Aynı şey tam tersi için de geçerlidir. Bu kurala uyum sağlamak önemlidir. Aksi taktirde mide tekrardan genişlemeye başlayabilir. Sonra birey kilo vermek yerine kilo alır hale gelir. Bu da operasyonun tekrarlanmasına sebep olabilir.
Püre döneminde genellikle kahvaltılarda yumurta beyazı -peynir karışımı püreler tercih edilir. Bununla birlikte sütle yapılan yulaf lapası da oldukça sık tercih edilen bir öğün olarak bilinir.
Püre beslenme döneminde proteinden tam zengin olan yumurtanın beyazının gün içerisinde mutlaka bir kere alımına dikkat edilmesi gerekir. İncelendiğine tüp mide ameliyatı sonrasında beslenme sürecinde proteinden ve vitaminden zengin beslenmek temel şart halini almıştır.
Püre döneminde yumurtanın sarısının tüketilmemesi gerekiyor. Çünkü midenin kombine çalıştığı safra, ileum gibi organlara alışma süreci yumurta sarısı tarafından sekteye uğruyor. İncelendiğinde yumurtanın sarısı yenildiği taktirde çok fazla safra asidi salgılanır. Bunun nedeni yumurtanın sarısının kolesterol ve yağ oranı yüksek olmasından kaynaklanıyor.
Püre diyet döneminde tavuk karıştırıcı ile küçültülerek yenilebilir hale getirilebilir. Aynı teknik uygulanarak balık da yenilebilir. Zaten püre diyetin ilk haftasında beyaz et tüketimi önerilir. İkinci hafta ve sonrasında kırmızı et tüketimi ile bu süreç devam eder.
Püre döneminde sebze tüketimi oldukça yaygındır. Fakat dikkat edilmesi gereken durumlar vardır. Örneğin haşlanmış sebzelerin protein değeri azaldığı için mutlaka yoğurt ile tüketilmesi gerekir. Unutulmaması gerekiyor ki tüp mide ameliyatı sonrasında protein ve mineral alımı önem arz ediyor.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Katı Beslenme Dönemi
Tüp mide ameliyatı sonrası üçüncü beslenme dönemi katı beslenme dönemi olarak adlandırılıyor. Katı beslenme döneminde kahvaltıya artık yumurtanın sarısı da eklenebilir. Bu süreçte diyet daha rahat ilerler.
Katı beslenme süresince yemek yerken küçük lokmalar halinde yemeye özen gösterilir. Yine aynı şekilde kahvaltıda proteince zengin besinler tüketmeye özen gösterilmesi gerekir. İlk üç ay tüketilmesi sakıncalı olan besinlerin (salça, soğan, sarımsak, baharat ve benzeri) bu dönemde de tüketilmemesi gerekir.
Diğer dönemlerde olduğu gibi yine çok sıcak ve çok soğuk besin tüketmemeye çalışılır. Sevindirici haber olarak kafeinsiz kahve tüketimine başlanabilir. Üçüncü ay sonrasında ise kafeinli kahveler tüketilebilir hale gelinir.
Son olarak Tüp mide ameliyatı sonrasında gazlı içecek dönemi sona erer. Buna ek olarak katı-sıvı alımı kuralları da ömür boyunca sürer.
Our Services
Tüp mide ameliyatı, mide küçültme ameliyatı için kullanılan bir diğer tanımdır. Tıp dilindeki tanımı ‘Gastrektomi’dir. Son yıllarda obeziteye yönelik uygulanan en yaygın cerrahi işlemlerden birisi olarak yerini alıyor. Ameliyat sonrasında mide tüp gibi düz bir görünüm aldığı için tüp mide tanımı kullanılıyor. Bu cerrahi girişimde midenin gıda alım kapasitesi küçülüyor. Ameliyat ise ortalama 1-1,5 saat sürüyor. İşlem öncesinde de rutin check-up ve endoskopi işlemi gerçekleştiriliyor.
Tüp mide ameliyatı ile hastanın midesi belirli bir oranda kesilip çıkarılıyor. Böylelikle mide küçülüyor. Ardından yeni bir beslenme düzeni ve yeni bir vücut imgesi ortaya çıkıyor.
Her cerrahi operasyonda olduğu gibi bu operasyonda da birçok kriter karşımıza çıkıyor. Tüp mide ameliyatı doğrultusunda, hastanın ameliyat için uygunluğuna karar verilmeden bu cerrahi işlem gerçekleştirilmiyor. Bu nedenle her obez birey bu cerrahi girişim için uygundur algısının yanlışlığı ortaya çıkıyor.
Nitekim her cerrahi operasyon her bireye uygun olmuyor. Buna ek olarak kişinin özelliklerine, hastalıklarına ve mevcut durumuna göre cerrahi girişim riski değişiyor.
Mide küçültme amacıyla yapılan tüp mide ameliyatı gelişen tıp teknolojisi sayesinde çeşitli alternatiflere sahip olmuştur. Bunlardan birisi ‘Gastrik Bypass’dır. Bu cerrahi girişim Tip-2 diyabet tedavisine özel bir girişim olarak biliniyor.
Mide küçültme ameliyatı öncesi ve sonrası döneme bakımın ön planda olmasıyla tanınır. Çünkü bilindiği üzere ameliyat sonrasında hastada değişen tek şey midenin küçülmesi yahut beden imgesinin değişmesi değildir. Bu ameliyat ile hastanın beslenme düzeni değişir. Tüp mide ameliyatı sonrasında değişen beslenme düzeni hakkındaki bilgilerimiz yazının devamında yer alıyor.
Tüp mide ameliyatı, ameliyat öncesi (pre-op) ve ameliyat sonrası (post-op) dönem her hasta için önem taşıyor. Örneğin pre-op rutinleri gerçekleştirilmeden hasta ameliyat edilmiyor. Bunun temel nedeni pre-op yani ameliyat öncesi dönemde hastanın ameliyata uygunluğunun değerlendirilmesinden kaynaklanıyor.
Ameliyat olduktan sonra ise post-op bakım gerçekleştirilmediği sürece hastada komplikasyon gelişmesi olası hale geliyor. Cerrahi operasyon öncesinde başlayıp, operasyon esnasında ve sonrasında devam eden riskler bulunmaktadır. Bunların başında enfeksiyon riski gelir. Enfeksiyon riski başta olmak üzere hastaya konulabilecek tüm mevcut tanı ve risk tanıları hastanın durumunu doğrudan etkiliyor.
Tüp Mide Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Tüp mide ameliyatı cerrahi operasyonu riskleri, cerrahi prosedürüne göre şekillenen riskler olarak tanımlanır. Bunlar:
Tüp Mide Ameliyatının Avantajları
Tüp mide ameliyatı için belirlenen avantajlar şu şekildedir:
Mide Küçültme Ameliyatı Süresi Nedir?
Tüp mide ameliyatı için süre ortalama 1-1,5 olarak ifade ediliyor. Fakat bu durumun kişiden kişiye değişebileceğini göz ardı etmemek gerek. Ameliyat öncesi dönemde (pre-op) gerçekleştirilen rutin muayene ve testler doğrultusunda bir ameliyat süreci planlanıyor. Ardından ise cerrahi operasyon gerçekleştiriliyor.
En Sık Hangi Mide Küçültme Ameliyatı Yapılıyor?
Günümüzde en yaygın kullanılan mide küçültme ameliyatı tüp mide ameliyatı olarak ifade edilir. Bunun nedeni etkinliğini kanıtlanmış olmasından kaynaklanıyor. Aynı zamanda bu ameliyat “sleeve gastrektomi” olarak biliniyor ve 15 yılı aşkın olmak üzere cerrahide yerini alıyor.
Ek olarak son dönemde adını çok duyduğumuz diğer bir mide küçültme ameliyatı “gastrik bypass” da yaygın olarak kullanılıyor. Fakat bu cerrahi tedavinin endikasyonu Tip 2 Diyabet olduğu için kapsama alanı tüp mide ameliyatına göre daha dardır.
Tüp Mide Ameliyatı Kilo Sorunu Olan Herkese Uygulanabilir Mi?
Obezite cerrahisinde yer alan tüp mide ameliyatı her obez bireye uygulanmıyor. Bu cerrahi operasyonun gerçekleşmesi için aşağıda yer alan tanımlayıcı niteliklerin hastada bulunması gerekiyor. Bu tanımlayıcı özellikler:
Tüp Mide Ameliyatı Kaç Yaşına Kadar Yapılır?
Tüp mide ameliyatı yaş sınırlaması 18-65 olarak ifade ediliyor. Fakat bireyin bu ameliyatı olması için belirli kriterleri karşılaması gerekiyor. Bunların en başında Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) koyduğu kriter alıyor. Bu kritere göre bir bireyin tüp mide ameliyatı olabilmesi için vücut kitle indeksinin (VKİ) 35’in üzerinde olması gerekiyor. Bu bağlamda 18 yaş altında olan bir bireyin bu kritere uyması doğrultusunda tüm diğer kriterler değerlendirir. Ardından ise ebeveyn kararı eşliğinde gerekirse cerrahi tedavi süreci başlatılır. Aynı şekilde 65 yaş üzerindeki bir birey bu kritere uyuyorsa diğer kriterler değerlendirilir. Ardından ise bireyin sağlık durumu ve ameliyat gerekliliğine göre hareket edilir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Ağrı Oluyor Mu?
Tüp mide ameliyatı cerrahi bir operasyondur. Cerrahi operasyonlarda gerçekleştirilen kesi, dikiş, IV kateterizasyon sonucunda ameliyat sonrasında bu bölgelerde ağrı hissedilmesi normal olarak değerlendiriliyor.
Ameliyat sonrasında ağrı yönetimi doktor ve hemşireler tarafından sağlanıyor. Doktorun gerekli gördüğü durumlarda doğru yoldan hemşire aracılığıyla ağrı kesici (analjezik) uygulaması gerçekleştirilebiliyor.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrasında Normale Dönüş Süreci Nedir?
Tüp mide ameliyatı sonrasında normale dönüş süreci hastanede başlıyor. Hastanın ameliyat sonrası bakımını belirleyen faktörler bulunuyor. Bu faktörler:
Post-op ilk 24 saatte klinikteki bakım önem arz ediyor. Bu süreçte ameliyatta uygulanan anestezinin etkilerinin geçmesine yönelik bakım planları uygulanır. Sık aralıklarla vital bulguların (tansiyon-ateş-nabız-SPO2) takibi hemşire tarafından yapılır. Bunlara ek olarak hemşirelik bakım süreci devam eder. Enfeksiyon riski başta olmak üzere tüm risk tanıları ve mevcut tanılar ve tanılara yönelik bakımlar gerçekleştirilir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası İz Kalır mı?
Tüp mide ameliyatı kapalı yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Bu yöntemden kaynaklı abdominal bölgede ufak kesi izleri kalması muhtemeldir. Fakat bu izler iyileşme sürecinin ardından belli olmayacak kadar belirginliğini kaybeder.
Tüp Mide Ameliyatı Olanlar Ne Kadar Kilo Veriyor?
Tüp mide ameliyatı direk fazla kilolardan kurtulmayı amaçlamıyor. Bu operasyon ile değişen mide kapasitesi ve yemek düzeni zamanla fazla kiloların gitmesini sağlıyor. Bu operasyon ile ameliyat sonrasındaki 5 yılın sonunda fazla kiloların %60’ının kaybedilmesi amaçlanıyor.
Ameliyat Sonrasında Tekrar Kilo Alınabilir Mi?
Tüp mide ameliyatı sonrasında tekrar kilo alma durumunun yüzdesi oldukça düşük. Bu durum genellikle ameliyat sonrası beslenme düzenine uyum sağlanamaması durumunda ortaya çıkıyor. O yüzden ameliyat sonrası hastanın yakından takibinin sürdürülmesi gerekiyor.
Diyete uymada zorluk çeken bireyler, bu süreçte yeme düzenine alışamadıkları için mide kapasitesi büyüyerek bireyin kilo almasına neden oluyor. Bu nedenle bu süreci destek alarak geçirmek saha sağlıklıdır.
Tüp Mide ve Gastrik Bypass Arasındaki Fark Nedir?
Tüp mide ameliyatı, gastrik bypass cerrahi işleminin çok daha öncesinde kullanılan bir yöntemdir. Bu nedenle etkinliği de kanıtlanmıştır.
Gastrik bypass ameliyatı ise sonradan geliştirilen bir yöntem olup endikasyonları daha az olan bir yöntem olarak biliniyor. Bunlar:
Gastrik pypass operasyonunda mide küçültülürken bir yandan safra kesesi ve bağırsak kollarının yerleri değiştiriliyor. Tüp mide ameliyatında durum bunda farklı bir halde. Bu operasyonda ise bağırsaklarda herhangi bir değişiklik yapılmıyor ve midenin açlık hormonu olan kesimi kesit olarak çıkarılıyor. Böylelikle anatomik yapıda herhangi bir değişiklik meydana gelmiyor.
Her iki ameliyat sonrasında da hastanın yakından takibi önem arz ediyor. Aksi taktirde hastanın kilo alır hale gelme oranı %20’leri buluyor. Bu durum sonrasında tekrar tüp mide ameliyatı gerçekleştirilebilir olsa da gastrik bypass için durum aynı seyretmiyor.
Bu iki ameliyat arasındaki bir diğer fark ise vitamin ve mineral kaybıdır. Tüp mide ameliyatında anatomik yapıda bir değişiklik olmadığından vitamin ve mineral kaybı daha düşük düzeyde seyrediyor. Fakat gastrik bypass da bu kayıp ilaç kullanmayı gerektirecek düzeyde olabiliyor.
Tüm bunlara ek olarak gastrik bypass operasyonunda anatomik yapının değişikliği nedeniyle bağırsaklarda komplikasyon gelişme riskinin oldukça yüksek olduğunu ifade etmek gerekiyor.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Kaçak Riski ve Kaçak Belirtileri
Tüp mide ameliyatı için kullanılan bu kaçak terimi operasyonunun sonucunun doğruluğunu teyit etmek için kullanılıyor. Ameliyat sonrasındaki ilk üç günde hastaya radyo-opak bir sıvı içirililerek midenin durumu görüntülenir.
Hastaneden ya da klinikten taburcu olduktan sonra her bireye bu kaçak konusunda gelişebilecekler hakkında bilgi verilir. Bu operasyon sonrasında birey ateş ya da karın ağrısı yaşarsan direkt hastaneye başvurmalıdır.
Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme
Tüp mide ameliyatı sonrası dönemde beslenme hasta için önem arz ediyor. Ancak mide ameliyatı sonrasında belirlenen beslenme süreci daha farklı seyrediyor. Ameliyat sonrası dönemde normal beslenme süresini uygulanan cerrahi girişim ve gastrointestinal sistem fonksiyonlarının geri dönme durumu belirliyor. Bu bağlamda beslenme süreci planlanıyor.
Ameliyat sonrasında, mideye uygulanan bu cerrahi işlem sonrası genellikle birey ilk 2 gün TPN ile besleniyor. Post-op yani ameliyat sonrası süreçte hastada bulantı ve beslenmede dengesizlik problemleri gözlemlenebiliyor. Bunlar normal olarak değerlendiriliyor. Ayrıca bu beslenme süreci diyetisyen yardımıyla programlanıyor.
Tüp mide ameliyatı sonrasında beslenmenin toplamda 3 dönemi bulunuyor. Bu dönemler:
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Sıvı Beslenme Dönemi
Sıvı beslenme dönemi ameliyattan sonraki ilk dönem olarak ifade ediliyor. Bu dönemde kahvaltılarda kişinin ağzının da tatlanması açısından meyve suyu içmesi öneriliyor. Bu içecek bir komposto da olabilir. Önemli olan doğal yapıda ve diyete uygun olması oluyor. Ayrıca içilecek meyve suyunda portakal, limon, greyfurt, vişne ve nar gibi meyvelerin olmaması gerekiyor. Bu nedenle meyve suyunda ya da kompostoda armut ya da elma gibi tatlı meyvelerin kullanımı daha uygun.
Hasta isteğine bağlı kahvaltısında komposto ya da meyve suyu içebilir. Ancak bu içim günde bir kereye mahsus olur. Bunun nedeni mide kapasitesi küçüldüğünden dolayı her besin belirli bir ölçüde tüketilebilir hale gelir.
Tüp mide ameliyatı sonrası sıvı beslenme döneminde bireyin protein alımı önem arz ediyor. Sıvı protein kaynaklarına örnek olarak:
Yukarıda yer alan sıvılara ek olarak protein tozu kullanımı da hastalar için uygundur. Bu kısımdaki tercihler genelde hastaya bırakılır. Ayrıca bu içilebilecek besinlerin gün içerisinde yerlerini değiştirerek tüketimi sağlanabilir.
Tüp mide ameliyatı sonrasında sıvı tüketiminde dikkat edilmesi gereken şey günlük alınacak sıvı miktarının öğünlere doğru bölünmesidir. Ondan sonraki adım ise bu sıvıların yavaş tüketilmesinin hastanın kavraması gerektiğidir. Örneğin 50 ml sıvının 15 dakikada tüketilmesi gerekir. Sıvı alımının yavaş olması sıvı beslenme döneminin en önemli kriteri olarak bilinir.
Ameliyattan sonra tercih edilen bu sıvı beslenme dönemi ameliyattan sonraki ilk 15 gün devam eder. Bu süreçte sadece sıvı tüketiminin olması bireylerde beslenmeye karşı anksiyeteye sebep olabiliyor. Fakat ameliyatın sonucu olarak bu dönemde iştahta azalma görülebilir. Bunun yaşanan anksiyeteyle bir alakası yoktur.
İncelendiğinde hasta, tüp mide ameliyatı sonrasındaki bu sıvı tüketiminde önerilen besinleri sevmezse alternatifler bulabilir. Örneğin beyaz eti sevmeyen birisi kırmızı etin haşlayarak suyunu tüketebilir.
Tüp mide ameliyatından sonraki ilk üç ay boyunca yağ, salça, sarımsak, limon ve baharat tüketiminin kısıtlanması gerekir. Fakat yiyeceklere az miktarda tuz eklenmesinde bir sakınca görülmez.
Özellikle sıvı beslenme olan bu dönemde yapılacak çorbalarda sebzelere yer verilmesi önem arz eder. Sıvı tüketiminde süt ve süt ürünlerine laktozsuz ürünler tercih edilir. Sıvı diyette laktozsuz ürünlerin kullanılmasının nedeni ise gaz yapmıyor olmalarıdır. Vejeteryan olan bireyler için ise soya sürü önerilir.
Ek olarak bu dönemde kefir kullanımı da uygun görülür. Fakat içmeden önce bir miktar su seyreltilmesi gerekir.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Püre Beslenme Dönemi
Püre beslenme dönemi tüp mide ameliyatı sonrası beslenmenin ikinci dönemini kapsıyor. Püre beslenme dönemi 2-2,5 saat aralıklarla beslenme dönemi olarak ifade edilir. Bu dönemde birlikte katı sıvı ayrımı başlıyor. Bu demek oluyor ki karı besinler ve sıvı besinler aynı anda tüketilemez. Bu kural tüp mide ameliyatı sonrasındaki tüm süreç için de geçerlidir.
Katı- sıvı alımın yasak olmasının nedeni mide kapasitesinin küçülmüş olmasındandır. Katı gıdalar tüketirken bir yandan sıvı besinler tüketilemez. Aynı şey tam tersi için de geçerlidir. Bu kurala uyum sağlamak önemlidir. Aksi taktirde mide tekrardan genişlemeye başlayabilir. Sonra birey kilo vermek yerine kilo alır hale gelir. Bu da operasyonun tekrarlanmasına sebep olabilir.
Püre döneminde genellikle kahvaltılarda yumurta beyazı -peynir karışımı püreler tercih edilir. Bununla birlikte sütle yapılan yulaf lapası da oldukça sık tercih edilen bir öğün olarak bilinir.
Püre beslenme döneminde proteinden tam zengin olan yumurtanın beyazının gün içerisinde mutlaka bir kere alımına dikkat edilmesi gerekir. İncelendiğine tüp mide ameliyatı sonrasında beslenme sürecinde proteinden ve vitaminden zengin beslenmek temel şart halini almıştır.
Püre döneminde yumurtanın sarısının tüketilmemesi gerekiyor. Çünkü midenin kombine çalıştığı safra, ileum gibi organlara alışma süreci yumurta sarısı tarafından sekteye uğruyor. İncelendiğinde yumurtanın sarısı yenildiği taktirde çok fazla safra asidi salgılanır. Bunun nedeni yumurtanın sarısının kolesterol ve yağ oranı yüksek olmasından kaynaklanıyor.
Püre diyet döneminde tavuk karıştırıcı ile küçültülerek yenilebilir hale getirilebilir. Aynı teknik uygulanarak balık da yenilebilir. Zaten püre diyetin ilk haftasında beyaz et tüketimi önerilir. İkinci hafta ve sonrasında kırmızı et tüketimi ile bu süreç devam eder.
Püre döneminde sebze tüketimi oldukça yaygındır. Fakat dikkat edilmesi gereken durumlar vardır. Örneğin haşlanmış sebzelerin protein değeri azaldığı için mutlaka yoğurt ile tüketilmesi gerekir. Unutulmaması gerekiyor ki tüp mide ameliyatı sonrasında protein ve mineral alımı önem arz ediyor.
Mide Küçültme Ameliyatı Sonrası Katı Beslenme Dönemi
Tüp mide ameliyatı sonrası üçüncü beslenme dönemi katı beslenme dönemi olarak adlandırılıyor. Katı beslenme döneminde kahvaltıya artık yumurtanın sarısı da eklenebilir. Bu süreçte diyet daha rahat ilerler.
Katı beslenme süresince yemek yerken küçük lokmalar halinde yemeye özen gösterilir. Yine aynı şekilde kahvaltıda proteince zengin besinler tüketmeye özen gösterilmesi gerekir. İlk üç ay tüketilmesi sakıncalı olan besinlerin (salça, soğan, sarımsak, baharat ve benzeri) bu dönemde de tüketilmemesi gerekir.
Diğer dönemlerde olduğu gibi yine çok sıcak ve çok soğuk besin tüketmemeye çalışılır. Sevindirici haber olarak kafeinsiz kahve tüketimine başlanabilir. Üçüncü ay sonrasında ise kafeinli kahveler tüketilebilir hale gelinir.
Son olarak Tüp mide ameliyatı sonrasında gazlı içecek dönemi sona erer. Buna ek olarak katı-sıvı alımı kuralları da ömür boyunca sürer.